Neden Hayır Diyemiyorum?
Hayır diyemediği için çeşitli problemlerle karşılaşan pek çok insan bu soruyu kendine sorar.
Sorunun cevabı kişiden kişiye değişse de genellikle insanlar karşısındaki kişinin duygularını incitmekten, terk edilmekten, ayrılmaktan, bir başkasının öfkesine maruz kalmaktan, cezalandırılmaktan, utanılacak duruma düşmekten, bencil biri olduğunun düşünülmesinden korktuğu; başkasına tamamen bağımlı olmayı istediği; ilişkilerinin zedeleneceği düşündüğü için ve/veya kendini eleştiren katı vicdanı nedeniyle hayır demekte zorlanırlar.
Hayır diyemediği için kendisine yöneltilen beklentiler ve istekleri içsel bir sorgulama yapmadan yerine getiren bu bireyler, zamanla kendi yaşamlarının kontrolünü sağlamakta güçlük çekerler. Çünkü hayır kelimesi kontrolün kişide olduğunu göstererek, kişinin kendisiyle başkasının arasındaki sınırı ortaya koyar ve sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini karşı tarafa bildirir.
Tek Kelimelik Sınır: Hayır.
Neden hayır diyemiyorum? sorusunun cevabı için çocukluk dönemine de bakmak oldukça önemlidir. Çünkü ‘’Hayır’’ çocukların öğrendiği ilk sözlü sınırdır. Erken yaşlarda çocuğun ebeveynleriyle ilişkisinde öğrendiği sözel ve davranışsal sınırlar, çocuğa seçim yapabilme ve istemediklerine karşı koyabilme imkanı sağlar. Dolayısıyla gelişim döneminin bir parçası olan ‘’hayır’’ kelimesine karşı anne ve babanın tavrı oldukça önemlidir. Ebeveynler kendilerine yöneltilen duygusal ve davranışsal sınırlara karşı saygı duymalıdır. Çocuk hayatının en önemli iki nesnesine hayır diyebilecek kadar kendini güvende hissetmeli ve hayır dediğinde karşısında duygusal olarak uzaklaşmayacak, kızmayacak ve direnmeyecek anne baba görmelidir.
Çocuk öfkelendiğinde ve hayır dediğinde karşısında kendilerini duygusal olarak geri çeken anne baba görürse, onların duygularından kendini sorumlu tutmayı, duygularını ifade edememeyi ve hayır diyememeyi erken yaşta öğrenir. Bu deneyim çocuğun yetişkin olduğunda sınır koyması gereken durumlarda hayatındaki insanların tıpkı anne babası gibi davranacağı endişesiyle onu hayır demekten alıkoyar.
Sınırlar Duvar Değildir.
Hayır diyebilmek bir sınır göstergesi olduğundan hayır demekte zorlanan insanlar sınırları duvarlarla karıştırırlar. Ancak sınırlar duvar değildir. Sınırlar iyi olana izin verecek kadar saydam, kötü olanı uzak tutacak kadar sağlam olmalıdır.
Normal Görünen Sınır Problemlerine Örnekler
Günlük yaşamda normal kabul ettiğimiz birçok durum ve davranış aslında bir sınır problemidir. Bunun farkında olmamak gerginlik, öfke, stres, kaygı ve korku gibi duygu ve durumları ortaya çıkarmaktadır.
Çok fazla mesai yapmak, başkalarının sorumluluğunu üstlenmek, hayatınızdaki öncelikleri belirleyememek, otoriteyle çatışmak/çatışamamak, iş stresini eve taşımak, sorumluluk almamak, ilişkilerde aşırı uyumlu olmak, istek ve ihtiyaçları dile getirmemek, aşırı yemek yemek, ekonomik problemler (harcama dürtüsü, kredi sorunları, sürekli borç istemek/borç vermek), zamanı yönetememek, tamamlanamayan görevler, cinsel problemler, alkol ve uyuşturucu kullanımı bunlara örnek verilebilir.
Sınırlar Doğuştan Değildir. Sonradan Öğrenilebilir.
Çocukluk döneminde öğrenilmeyen ya da sağlıksız öğrenilen sınırları değiştirmek için
öncelikle sınır problemlerinin farkında olmak önemlidir. Daha sonra ise sağlıklı sınırlar geliştirmek için istekli olması gerekir. Çünkü ya sınırlar belirler ve ardından getirdiklerini yaşamayı göze alırız ya da sınırlar belirlemez başkalarının isteklerinin esiri oluruz.